Pages

24 Nisan 2010 Cumartesi

Muhasebenin Tarihsel Gelişimi

     Mevcut  muhasebe teori ve uygulaması çok uzun süren bir evrim sonucu oluşmuştur. İlkel biçimde hesap tutma tekniğinin doğuşu mübadelenin başladığı çağlara kadar uzanır.


"Mübadele:Değişme, değiş-tokuş anlamlarında kullanılan Arapça kökenli Osmanlıca sözcüktür.
Bir şeyin başka bir şeyle değiştirilmesi.
İngilizce : Exchange, trade off"


     Bugünkü muhasebe teorisinin temelini oluşturan çift taraflı kayıt yönteminin (Muzaaf Muhasebe Metodu) 13. yy'dan itibaren İtalya'da kullanılmaya başlandığı tespit edilmiştir. Çift taraflı kayıt yöntemi, din adamı ve matematikçi Luca Pacioli tarafından  yazılı bir metin haline getirilerek 1494 yılında Venedik'te yayımlanmıştır.


"Muzaaf : İkili Yöntem"


     Abdullah İbn Muhammed İbn Kiya Al Mazandarani tarafından 1363 yılında Farsça dilinde kaleme alınan 'Risale-i Felekiyyel / Kitab-us Siyagat' isimli el yazması kitapta da bugün uyguladığımız muhasebenin esasları görülmektedir.
     "Kitab-us Siyagat" , "Muhasebe Kitabı" anlamına gelmektedir. Kitap, devlet muhasebesinde  defterler, kayıt şekilleri ve belgelerden söz etmektedir. Defterler arasında 'Rüznamçe-Yevmiye', 'Evarece-Defterikebir', 'Tahvilat-Şahıs Tali Hesapları' gibi çift taraflı kayıt yönteminin temel öğeleri yer almaktadır.


     Ülkemizde muhasebe ilk kez 1850 tarihli Kanunname-i Ticaret ile bir düzene bağlanmıştır. 
     1883 yılında açılan İstanbul Ticaret Mekteb-i Alisi'nin esaslı derslerinden birisi olarak muhasebe okutulmaya başlanmıştır.
     Yapılan genel vergi reformu ile 1950 yılı başında yürürlüğe giren Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi ve Vergi Usul Kanunları, 1956 yılında yenilenerek yürürlüğe konulan 6752 sayılı Ticaret Kanunu'nun, muhasebe konusunda önemli gelişmelerin gerçekleşmesini sağladığı görülmektedir.


     Planlı kalkınmaya geçişle birlikte muhasebe alanında atılımlar olmuştur. 1964 yılında yürürlüğe giren 440 sayılı İktisadi Devlet Teşekkülleri ve İştirakleri Hakkında Kanun, İletme hesapları ve bütçeleri için yeni düzenlemeler getirmiş ve kamu iktisadi teşebbüslerinin muhasebe usul ve esaslarının tekdüzen hale getirilmesini yasal zorunluluk saymıştır.


     Tekdüzen Muhasebe Sistemi 07.07.1971 gün ve 7/2767 sayılı Kararname ile 27 kamu iktisadi teşebbüsünde 01.01.1972 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanmıştır.
     'DPT Tekdüzen Muhasebe Koordinasyon Devamlı İhtisas Komisyonu'nun çalışmaları sonucu maliyet muhasebesine ilişkin esaslar saptanarak 1977 yılı başından itibaren uygulamaya geçilmiştir. Bankalar Birliği tarafından hazırlatılan Bankalar İçin Tekdüzen Hesap Planı 1986 yılı başından itibaren uygulamaya konulmuştur.


     Muhasebecilik mesleği, 3568 sayılı "Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu" ile 13.06.1989 tarihinden itibaren yasal bir yapıya kavuşturulmuştur.
     Adı geçen kanunla oluşturulan meslek odalarının yoğun ilgi ve destekleri sonucunda; Vergi Usul Kanunu uyarınca oluşturulan "Tekdüzen Muhasebe Sistemi" Maliye Bakanlığı'nın 1(bir) sıra no'lu  "Muhasebe Uygulama Genel Tebliği" ile 1994 yılı başından itibaren yürürlüğe konulmuştur.


     TMUDESK çalışmalarına 1994 yılında başlamıştır. SPK Yasasına 4487 sayılı Kanunla eklenen (EK:1) madde ile kamu tüzel kişiliği haiz, idari ve mali özerkliğe sahip "TMSK-Türkiye Muhasebe Standartları Kuruluşu" oluşturulmuştur. TMSK Türkiye Muhasebe standartlarını önce taslak olarak, tartışma ve önerilere sunmakta daha sonra kesinleştirmektedir. 


Kaynakça :
Genel Muhasebe - Prof.Dr. Orhan Sevilengül







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder